“Kardeş kıskançlığı,anne babanın başkasıyla paylaşılamamasından doğan, üzüntü, küçük düşme korkusu,can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşünceleri ile birlikte görülen sevgi, koruma, yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bileşimini ifade eder.”
Çocuk, 2 yaştan küçük ya da 7 yaştan büyük ise kardeş kıskançlığı çok fazla ön plana geçmez. 2 yaş, sezgisel olarak kıskançlığı duyumsama için çok erken bir yaştır. 7 yaşından itibaren de çocuk artık soyut kavramları anlamlandırmaya başlamıştır. Mantık yürütmede ve sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirmede daha iyidir. 2-6 yaş arası dönemde ise kardeş kıskançlığının yoğun bir şekilde yaşandığını görüyoruz. Bu yaş aralığında daha çok sezgileriyle ve duygularıyla hareket eden çocuğun, eve gelen bir “kardeşi” algılaması ve hissettiği duyguları yorumlaması zordur. Sezgileriyle bu “rakibi” fark eder ve davranışları da bunun dışa vurumu olarak ortaya çıkar.
Kardeş Kıskançlığının Önüne Geçebilmek İçin;
Doğum Öncesi Neler Yapılabilir?
Bebek dünyaya gelmeden önce anne ve babanın gün içerisinde ona özel zamanlar yaratabilmesi gerekmektedir. Annem beni seviyor, babam beni seviyor ve benimle ilgileniyor düşüncesini hissedebilmesi gerekiyor. Çocuğunuza “Sen benim için önemlisin, ama bazen sana sınır koymalıyım, bunun sana olan sevgimle bir ilgisi yok” mesajını verecek davranışları kardeş dünyaya gelmeden önce öğretmelisiniz. 3 yaş öncesindeki bir çocuk için bu durum geçerli değildir. Çünkü bu yaş çocuğu bu bilgileri almak için yeterli zihinsel beceri ve davranışsal kontrolüne henüz sahip değildir. 3 yaş sonrasında olan bir çocuk bebek dünyaya gelmeden önce anaokuluna gönderilebilir. (yarım gün ya da tam gün) 3 yaş öncesi bir çocuk için yapılması gereken davranış onu çok sevdiğinizi davranışlarınızla hissettirmek , inatlaşmaları ile onunla çok fazla mücadeleye girmeden ona uyumlu davranmaktır. Anne karnı belirginleştikten sonra bebeği sevme çalışmaları yapmak, bu çalışmaları yaparken onu fiziksel olarak yakınınızda tutmak ve ona dokunmaktır. Kardeşin ne demek olduğu ile ilgili bilgileri ona anlatmalı ve duygusal olarak aralarında bir bağın oluşmasını sağlamanız gerekmektedir. Kardeşi doğmadan önce yatağını ve odasını çoktan ayırmış olmanız gerekmektedir.
Eşler arasında doğum sonrasında aileyi nelerin beklediği, herkesin görevinin neler olduğu, bu dönemde eşlerin birbirinden neler istediğinin paylaşılması gereklidir. Bu ileride doğacak sorunların şimdiden kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
Doğum Sonrası Neler Yapılabilir?
Doğum zamanı yaklaştıkça annenin artan yorgunluğu ve endişesinin çocuğa hissettirilmemesi önemlidir. Tüm bunların gelecek olan kardeşten kaynaklandığı düşüncesine yol açabileceğinden bu dönemde her şeyin normal olduğunun gösterilmesi gerekmektedir. Doğum esnasında hastane içinde değil de hastane bahçesinde güvendiği bir kişi ile birlikte olması (tercihen baba) kardeşi ile ilgili duygularının alınması, gelebilecek sorularına cevaplar verilmesi ve varsa endişelerinin giderilmesi gerekmektedir. Doğum sonrasında anne rahatladıktan sonra anne ile görüşmenin sağlanması yararlı olacaktır. (busürenin çok uzun tutulmaması ve gerekli açıklamanın yapılması gerekmektedir.) Kardeşi ile ilk karşılaştırılma anında bebeğin kendi yatağında olması onu biraz da olsa rahatlatacaktır. Kardeşten gelen güzel bir merhaba hediyesi ilk karşılaşmanın mükemmel geçmesini sağlayacaktır. Anne bebeği emzirme aşamasına geldiğinde bir kolunda bebeğin, aynı yakınlıkta da onun olmasına özen göstermelidir .Bir taraftan emzirme gerçekleşirken diğer taraftan da onunla sohbet edilmesi onu mutlu edecektir. Eve gelindiğinde bebeğin ve onun odasındaki yeni eşyaların, hediyelerin yerleştirilmesi çalışmalarını birlikte yapabilirsiniz. Anne bebekle ilgilenirken baba eskiden olduğu gibi oyun alanında birlikte oyunlar oynamalıdır. Emzirme bittikten sonra görev değişimi yapılmalı , anne ile birlikte yapılan eğlenceli aktivitelerle aslında hiçbir şeyin değişmediği ona hissettirilmelidir. Uykuya geçiş aşamasında doğum öncesinde planlanan görev dağılımına göre hareket etmek gerekmektedir. Bebekler sevilirken ister istemez sevimli kelimeler kullanıp kendimizden geçebiliyoruz, bunu sizin ve diğer gelen misafirlerin yapmamasına, aşırı sevgi gösterilerinin olmamasına özen göstermelisiniz.
Bebekle ilgili kızgınlık içeren uyarılarda bulunulmaması gerekmektedir. Çıkardığı bir yüksek sesten dolayı kızılmamalı, kardeşine dokunmak istediğinde sizin kontrolünüzde dokunmasına izin verilmelidir. Bu dokunmaların gizli ve şiddetli olmaması için gözlerinizi iyi açmalısınız. Her an bir tehlike gelebilir. Böyle bir sahne ile karşılaşılırsa tepkisel olmamaya özen gösterilmelidir.
Kardeşler arasında asla bir kıyaslama yapılmamalıdır. Her çocuk ayrı gelişim hızına, yetenek ve beceriye sahiptir. Bir çocuğunuz girişken ve konuşkan olabilirken diğer çocuğunuz daha sakin olabilir.
Kardeşin bakımı ile ilgili sorumluluk alması sağlanabilir. Eğer verilen sorumluluğu istemiyor ise bir zorlama yapılmamalıdır. Kendi odası, oyuncakları, kitapları ona özeldir, paylaşmak istemiyorsa zorlama yapılmamalıdır. 3 yaş sonrasındaki bir çocuk için kardeşi ile paylaşmayı kabul ettiği oyuncaklar için odasında farklı bir yer belirlemesi istenebilir. Kardeşler kaç yaşında olursa olsun aralarında çıkan her sorunda müdahaleci olmamalı, eğer müdahale edilmesi gerekiyorsa da haklı ya da haksız olarak ayırım yapmamalısınız. Tartışma konusunu her iki taraftan da dinledikten sonra çözüm içeren davranışı sunup birbirleri ile barışmalarını sağlayabilirsiniz. Böylece taraf olmaktan çıkmış olursunuz.
Çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki göstereceği konusunda endişeliyseniz, çocuğunuz da gergin olacaktır. Artık tecrübeli bir anne babasınız. Bunu da yönetebilir, gerekirse danışırsınız. Önce “gülümseyin”, abi / abla olan güveninizi ve anlayışınızı fark etsin.Çocuğunuzun bebeklik fotoğraflarını ortaya çıkarın, bu ilginin bebek iken ona da aynen verildiğini anlatın.
“Sen abla / abisin; o küçük” diyerek anlayışlı olmasını, küçük kardeşiyle her şeyini paylaşmasını beklemeyin ya da ona öncelik vermesini istemeyin; bu çok yanlış bir tutumdur. Büyük olan daçocuktur. Bu beklenti demokratik değildir. Haksız beklentiler sadece kardeşe ya da aile büyüklerine karşı kırgınlığa ve öfkeye sebep olur.
“Aman kıskanmasın” diyerek aşırı ilgi ve hediyelere boğmayın. “Onu sevmiyoruz, seni daha çok seviyoruz”, “Sen bizim ilk göz ağrımızsın” gibi sözlerle abartılı ve yapmacık bir ilgi de göstermeyin.
Kardeşiyle ilgili karışık duyguları olan çocukların konu edildiği öyküler okuyun. Çocuk, hikayedeki büyük olan ile özdeşim kurar ve duygularında yalnız olmadığını anlar. Rahatlar, kendini farkında olmasa da suçlamaktan vazgeçebilir.
Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine bu duygunun kabul edilebilir olduğunu belirtin. Çocuğunuza bu duyguyla nasıl baş edebileceğini öğretebilmek adına doğal tepkilerini sabırla gözlemleyin. “Bazen seninle ilgilenemediğim için bana kırılıyor musun?” veya “Kardeşin olunca seni daha az mı sevdiğimi düşünüyorsun?” gibi sorularla yaklaşın, en huysuz ve kavgacı olduğu anda sarılıp kucağınıza alarak sevginizi ona dokunarak gösterin.
Çocuk bebeğe zarar veriyorsa, aşırı tepki göstermeden çocuğa net ama sert olmayan bir uyarıda bulunun. “Biz birbirimize vurmuyoruz, can acıtmıyoruz”, “Neye sıkıldın, sinirlendin, gel konuşalım ama kardeşin çok minik, böyle anlayamaz” diye yaklaşın.
Hayatımızın iki döneminde "hayır” deme eğilimimiz ve sıklığı [...]
24 Temmuz 2017 PazartesiAnne-baba olmak, bir insanın yaşam süreci içerisinde vereceğ [...]
12 Ağustos 2017 CumartesiGünlük hayatımızda yaşadığımız mutluluk, üzüntü gibi duygula [...]
29 Aralık 2017 Cuma